Implant tedavisi, kayıp veya eksik dişleri yerine koymak için kullanılan bir dental tedavi yöntemidir. Bu tedavi, diş implantları adı verilen yapay diş köklerinin çene kemiğine yerleştirilmesini içerir. Diş implantları genellikle titanyumdan yapılmıştır ve cerrahi olarak çene kemiğine yerleştirilirler.
Implant tedavisi genellikle şu adımları içerir:
Değerlendirme: İlk olarak, diş hekimi veya diş implantlarıyla uzmanlaşmış bir diş hekimi, hastanın durumunu değerlendirir. Bu değerlendirme, hastanın ağız yapısını, çene kemiğinin durumunu ve diğer faktörleri içerir.
Planlama: Değerlendirmenin ardından, implant tedavisinin nasıl gerçekleştirileceğine dair bir tedavi planı oluşturulur. Bu plan, implantların ne zaman ve nereye yerleştirileceğini, gerekirse kemik grefti gibi ek prosedürlerin yapılıp yapılmayacağını ve tedavinin diğer detaylarını içerir.
Cerrahi yerleştirme: İmplantların yerleştirilmesi cerrahi bir prosedürdür. Bu işlem genellikle lokal anestezi altında yapılır. Diş implantları, çene kemiğine kesilerek ve vidalanarak yerleştirilir. Bu işlem sonrasında iyileşme süreci başlar.
İyileşme: İmplantların yerleştirilmesinden sonra, çene kemiği implantları kabul edip sarmaya başlar. Bu süreç, kemik ile implant arasında güçlü bir bağ oluşturulmasını sağlar. İyileşme süreci genellikle birkaç ay sürer.
Protez yerleştirme: İmplantlar çene kemiğine sıkıca yerleştikten sonra, diş hekimi bir protez veya yapay dişler yerleştirir. Bu protez, kayıp dişlerin yerine geçer ve hastanın estetik görünümünü ve çiğneme fonksiyonunu geri kazanmasını sağlar.
Implant tedavisi, kayıp dişleri yerine koymak için oldukça etkili bir yöntemdir ve doğru şekilde uygulandığında uzun vadeli sonuçlar sağlayabilir. Ancak, her hasta farklı olduğu için, implant tedavisi için uygun olup olmadığınızı belirlemek için bir diş hekimiyle görüşmek önemlidir.
Dişeti hastalıkları, diş etlerini etkileyen iltihaplı durumları ifade eder. İki temel türü vardır: gingivitis ve periodontitis.
Gingivitis: Bu, diş eti iltihabıdır ve en hafif dişeti hastalığıdır. Plak adı verilen bakteri tabakasının diş etleri etrafında birikmesi sonucu oluşur. Plak, bakterilerin dişlerde birikmesi ve diş etleriyle temas etmesiyle oluşur. Bu durumda, diş etleri kızarabilir, şişebilir ve kanayabilir. Ancak kemik kaybı genellikle yoktur. Gingivitis tedavi edilebilir ve diş hekimi tarafından temizlik ve ağız hijyeni önerileri ile kontrol altına alınabilir.
Periodontitis: Gingivitis tedavi edilmez veya kontrol altına alınmazsa, periodontitis gelişebilir. Bu durumda, diş etleri çekilebilir, dişlerde aralıklar oluşabilir ve çene kemiğinde kayıplar meydana gelebilir. Periodontitis, diş etlerinin altındaki kemik dokusunu etkiler ve dişlerin destekleyen yapılarına zarar verebilir. Bu durumda diş eti cepleri derinleşir ve bakteri birikimi devam eder. Periodontitis tedavisi, diş hekimi tarafından yapılır ve genellikle diş taşı temizliği, kök yüzey düzeltme işlemleri ve cerrahi müdahaleleri içerir.
Dişeti hastalıkları, ağız sağlığı için ciddi bir tehdit oluşturabilir ve genellikle düzenli diş hekimi kontrolleri, etkili ağız hijyeni alışkanlıkları ve profesyonel diş temizliği ile önlenir veya kontrol altında tutulur. Ağız hijyenine dikkat edilmezse ve diş eti hastalıkları ihmal edilirse, diş kaybına, kemik kaybına ve genel sağlık sorunlarına yol açabilirler.
Dikkat edilmesi gereken en önemli hususlar olarak, tedaviyi uygulayacak hekimin bilgi ve tecrübe yeterliliği olması ve implantın uygulanacağı klinikteki hijyen ve sterilizasyon kurallarına riayet edilmesidir. Hastaların kendilerine uygulanacak implantlar hakkında bilgi almalarının en doğal haklarıdır ve işlem sonrası kendilerine verilecek implant sertifikalarını saklamaları ileri dönemde oluşabilecek sıkıntıların çözümünü kolaylaştıracaktır.
İmplant tedavisi sonrası nelere dikkat edilmeli?
İmplant tedavisi sonrası ağız hijyeninde dikkat etmemiz gereken noktalar nelerdir?
İmplant tedavisi sonrası, ağzı hijyenine dikkat edilmesi çok önemlidir. Rutin diş fırçalamanın haricinde, hekimin tavsiye ettiği özel ipler, arayüz fırçaları ve ağız duşları kullanılarak implant uygulanmış bölgenin temizliği sağlanmalıdır.
Diğer bir önemli nokta da düzenli olarak kontrollere gidilmesidir. Önerilen kontrol süreci ilk iki yıl 6 ayda bir, daha sonrasında da senelik kontrollere gitmektir. Böylelikle bölgede oluşabilecek sıkıntılar, başlangıç safhasındayken hasta tarafından fark edilemeyebilir ancak hekim tarafından yapılan muayenede saptanabilir ve böylelikle önlem alınarak oluşabilecek daha büyük sıkıntıların önüne geçilmiş olunur.
İmplant tedavisinin, 18 yaşını doldurmuş ve diş eksikliği olan tüm kişiler için uygulanabilecek bir tedavi şeklidir. İster tek diş eksikliği olsun, ister çoklu diş eksiklikleri olsun, isterse de ağızda hiç bulunmasın dental implant uygulamaları bu diş eksikliklerinin telafi edilmesinde güvenilir ve sağlıklı bir tedavi yöntemidir. Dental implant uygulamaları, yüksek başarı oranıyla sadece diş hekimliğinin değil, modern tıpta uygulanan tedaviler arasında da yer edinmiştir.
Bir ya da daha fazla eksik dişi bulunan kişiler implant tedavisi için birer adaydır. Eksik diş ya da dişlerin önünde ve arkasında kişinin kendi dişleri varsa diğer bir alternatif olarak köprü uygulanabiliyordu. Ancak köprü yapılabilmesi için boşluğun önündeki ve arkasındaki dişlerin küçültülmesi gerekmekte. Tabi bu durumda sağlıklı dişlere bir işlem yapmamız gerekmekte.
Boşluğun çok uzun olması ya da arkasında diş bulunmaması ise hem bizim hem de hastamız için daha dezavantajlı bir durum. Eğer implant uygulanması tercih edilmezse, eksiklerin kapatılması için hareketli protezler yapılması gerekmektedir ki bu da kullanımı çok kolay ve rahat olmayan bir tedavi şeklidir.
Ağzında hiç diş olmayan ya da tüm dişlerin çekilmesi gereken hastalarda da implant harici tedavi ancak takıp çıkartılan ve halk arasında damak olarak bilinen total protezlerdir. Ağzında hiç dişi olmayan hastalarda da implant uygulaması ile hastaların çok daha rahat kullanabileceği tedavi uygulayabilmekteyiz. Özellikle tek diş eksikliğinde, ağzında hiç dişi olmayan hastalara, implant tedavisi daha konforlu ve güvenilir bir tedavi şeklidir.
İmplant tedavisi herkese uygulanabilir mi?
Günümüzde implant hemen hemen herkese uygulanabilmektedir. Kontrol altında olmayan sistemik hastalıkları olan (diyabet,kalp,tansiyon,vb.)hastalarda rahatsızlıklar kontrol altına alınana kadar ve ilgili doktoru işlem için izin verene kadar implant gibi cerrahi işlemler yapmak uygun değildir.Bağışıklık sistemini baskılayarak ilaç kullananlar ve kanser hastalarınında (tedavi gören ya da görmüş) gerekli tetkikler yapılmadan ve kontrol altında olduğu doktor izin vermeden implant uygulaması sakıncalıdır.
İmplant tedavisi yaptırmadan önce nelere dikkat etmeliyiz?
Öncelikle implant uygulayan hekimin bu konudaki tecrübesi ve yeterliliği oldukça önemlidir.İmplantın uygulanacağı klinik şartlarının da hijyenik ve sterilizasyon kurallarına uygun olması gerekmektedir.Diğer bir faktör de implant markasıdır. Size uygulanacak olan implant markasını öğrenmeniz ve uygulanan implantın, firma ve klinik tarafından verilen sertifikasını istemeniz ve saklamasını önemlidir.Böylelikle hem size ne uygulandığını bilirsiniz, hem de ileride çıkabilecek sıkıntılarda ilgili firma ile iletişime geçilerek çözüm bulunması daha kolaylaşır.
Lamine diş tedavisi ile kişinin dilediği estetik diş görüntüsüne sahip olmak mümkündür. Hollywood Smile adı ile de bilinen lamine diş tedavisinin uygulamasında kompozit lamine ve porselen lamine olmak üzere 2 malzeme kullanılmaktadır.
Kompozit Lamine Tedavisi Ne Kadar Sürer?
Kompozit lamine, dolgu yaparken kullanılan bir malzeme olup estetik olarak iyileştirilmiş halleri yardımıyla lamine yapılabilir. Ancak günümüzde artık CAD/CAM sistemi sayesinde ağızdan ölçü bile almadan dijital sistemle 3 boyutlu bir diş tasarımı yapıp porselenden lamineler üretmek mümkün hale gelmişitr. En geç 1 gün içerisinde bitirildiği için geçici bir diş kullanımına ihtiyaç olmamakla birlikte bazen birkaç saat içerisinde de bitirilebilir. Yani sabah geldiğiniz klinikten akşam farklı bir gülüş ile çıkmak mümkündür.
Lamine Diş Tedavisi Zararlı Mıdır?
Lamine diş tedavisinde zirkonyum ya da diğer kaplamalar gibi dişe çok zarar verilmez. Yaklaşık diş yüzeyinden 0.7 milimetre pürüzlendirme yapılarak (neredeyse hiç zarar verilmeden) diş hazırlığı bitirildikten sonra dijital kamera ile dişin görüntüsü CAD/CAM sistemine aktarılır ve dişlerin formu, şekli gibi düzenlemeler CAD/CAM sistemi ile yapılır. Daha sonra dişin rengine uygun hazır bloklardan oluşturulan diş tasarımı minimal hassasiyetle kazıyıcı kollar vasıtasıyla oluşturulur. Sonrasında lamineler ağızda kontrol edilerek uyumlandırılır ve parlatılıp yapıştırma aşamasına geçilir. Kısa süren yapıştırma işlemi sonrasında hasta laminelerini kullanmaya başlayabilir.
Lamine Diş Ömrü
Lamine diş tedavisi kullanım açısından ufak sınırlandırmalar dışında gayet kolaydır. Laminelerin neredeyse iki kağıt kalınlığında dişler olduğunu ve tamamen estetik amaçla yapıldığı unutulmadığı sürece minimum 10 yıl boyunca sorunsuz kullanılabilir. 10 yıl sonra ise lamineler gerekirse değiştirilebilir.
Dişe zarar verilmeden yapıldığı için özellikle genç hastalar ya da zirkonyum kaplama dışında çözüm arayan hastalar için en kullanışlı yöntem lamine tedavisidir.
Kısaca: Diyarbakır karpuzu ve kalesiyle meşhur Güneydoğu Anadolu Bölgesinde yer alan il. Doğuda Batman, kuzeydoğuda Muş, kuzeyde Bingöl ve Elazığ, batıda Malatya ve Adıyaman, güneyde Şanlıurfa ve Mardin illeriyle çevrilidir. 37°30’ ve 38°43’ kuzey enlemleri ile 40°37’ ve 41°20’ doğu boylamları arasında yer alır.
Diş sağlığı tüm insanlar için oldukça önemli ve dikkat edilmediği takdirde ciddi problemleri beraberinde getiren bir durumdur. Diş sağlığı için en faydalı besinler tüketilerek diş ve diş eti sağlığını korumak oldukça kolay olmaktadır.
Özellikle ülkemizde ve dünyada diş ve dişeti hastalıkları en yaygın karşılaşılan rahatsız bunlar arasında yer almaktadır. Özellikle diş sağlığında meydana gelen bozulmalar veya işleyişinde ortaya çıkan aksamalar sadece dişlerin kötü görünüme sahip olmasını ya da diş ağrısı yaşamasını değil aynı zamanda vücudun diğer organlarının etkilenmesini de sağlamaktadır.
Günümüzde hızla artan değişik beslenme tarzı nedeniyle diş ve ağız sağlığı bu durumdan olumsuz etkilenmektedir.
Dişlere Faydalı Yiyecekler
Dişlere faydalı yiyecekler tüketerek diş sağlığını ve aynı zamanda ağız sağlığını koruyarak vücudun diğer organlarının işleyişini de korumak mümkün olmaktadır. Özellikle dişler üzerinde faydalı etki sağlayan ve diş etini güçlendiren besinler şöyle sıralanabilir;
Portakal
Elma
Ispanak
Çilek
Brokoli
Ananas
Kırmızı biber
Ayva
Bu besinlerin düzenli olarak tüketilmesi halinde diş sağlığı çok daha iyi hale getirilebilir ve böylece diş çürümeleri ya da diş ağrıları gibi problemler ortadan kalkabilir.
Diş Sağlığı İçin Neler Yapmalıyız?
Diş sağlığı için neler yapmalıyız? Sorusu da özellikle son yıllarda artan diş hastalıkları nedeniyle birçok kişi tarafından merak edilmektedir. Bu noktada diş sağlığını korumak için diş etini güçlendiren besinler tüketmek ve aynı zamanda dişleri güçlendirmek için vitamin kullanmak oldukça önemlidir.
Bunun yanı sıra mutlaka karbonhidrat içeren besinlerden mümkün olduğunca uzak durulması gerekmekte olup vitaminlerin ve proteinlerin daha fazla miktarda alınması gerekmektedir.
Diş taşlarının oluşması için ise özellikle renkli meyve ve sebze tüketimi yapılması özellikle kivi, kavun, portakal gibi sebzelerin düz sen ne olarak tüketilmesi gerekmektedir.
Diş Etlerini Güçlendirmek İçin Vitaminler
Diş etlerini güçlendirmek için vitaminler içerisinde özellikle c vitamini oldukça önemli bir yere sahip olsa da a, b, e, d ve k vitaminleri de oldukça önemli bir yere sahiptir. Özellikle besinlerden alınan vitaminlerin yeterli miktarda olmaması halinde mutlaka vitamin takviyeleri kullanmak gerekmektedir.
Diş etlerini ne güçlendirir? Sorusuna da bu noktada diş etlerini güçlendirmek için vitaminler ve bazı meyve ve sebzelerin tüketilmesi gerektiğini söylemek mümkündür.
Diş Çürüğüne İyi Gelen Besinler
Diş çürüğüne iyi gelen besinler içerisinde ise özellikle dişlerin mineral bakımından en çok kalsiyuma ihtiyaç duyduğunu göz önünde bulundurursak mutlaka içerisinde kalsiyum ve fosfat bakımından zengin olan besinlerin tüketilmesi gerektiğini söylemek mümkündür.
Kalsiyum ve fosfat bakımından zengin olan besinler içerisinde ise özellikle yoğurt, süt ve peynir gibi ürünler yer almakta olup bu besinlerin düzenli olarak tüketilmesi halinde dişler korunmakta ve çürük oluşumu engellenmektedir.
Peynirin sahip olduğu bazik özellik sayesinde ağızda bulunan asidik ortam nötrlenmekte ve böylece ağızda görülen asitler diş çürüğüne neden olmadan ortadan kalkmaktadır.
Dişlere İyi Gelen İçecekler
Diş sağlığını korumak için tüketilmesi gereken bazı besinler ile birlikte sıvı olarak da tüketilmesi gereken bazı ürünler bulunmaktadır. Özellikle dişlere iyi gelen içecekler içerisinde vücudun olmazsa olmaz sıvı kaynağı olan içme suyu mutlaka önerilen miktarda gün içerisinde tüketilmelidir.
Bunun yanı sıra yeşil çay ve bitkisel çay tüketimi de içerisinde yer alan antioksidanlar ve anti bakteriyel özellik sayesinde diş ve diş eti sağlığını korumakta ve özellikle bunların şekersiz olarak tüketilmeleri halinde dişlerde çürümeyi de büyük oranda engellediği bilinmektedir.
Bonding tedavisi farklı aşamalardan oluşur. Bonding tedavisinin yapılması esnasında karşılaşılan farklı aşamalar ve gerekçeler vardır. Estetik gülüş elde edebilmek için yapılabileceği gibi diş üzerinde ortaya çıkan problemleri gidermek için de bonding tedavisi tercih edilebilir. 8 farklı madde ile bonding tedavisinin detaylarını liste haline getirdik. Bu kapsamda:
Sebepler
Yapılma yöntemi
İyileşme süresi
Kullanım ömrü
Diş rengine etkisi
Seans sayısı
Uygulandığı dişler
Sosyal Güvenlik Kurumu kapsamı
Hakkında bilgiler hazırlanmıştır.
Bonding’in Yapılma Sebepleri
Bonding yaptırma nedenleri şu şekilde sıralanabilir:
Boşluk: Dişlerin arasında oluşan boşlukları tedavi etmek, kapatmak için yaptırılabilir.
Renk: Diş renginin sararması, yeşillenmesi, morarması ve bunlara benzer sağlık kaybını gösteren renklere bürünmesi sonucunda normal rengine dönebilmesi için bonding uygulanabilir.
Şekillendirme: Dişlerde meydana gelen bozukluk, şekil hasarları ve bunlara benzer sorunların giderilmesi için yapılır.
Bondgin Uygulamasının Yapılışı
Bonding yapılışı için izlenen adımlar vardır. Bu adımlar şu şekilde açıklanabilir:
Dişlerin Hazırlanması: Dişlerin temizlenmesi ve operasyona hazırlanması için gereken ilk aşamadır. Gerekli planlama bu aşamada yapılır ve ihtiyaçlar belirlenir.
Bonding Malzemelerinin Hazırlanması: Bonding işlemi için gereken tüm malzeme ve ekipmanların hazırlandığı süreçtir.
Bonding Uygulaması: Hazırlık aşamasında yapılanlar, uygulama aşamasında diş yüzeyine geçirilir.
Şekillendirme: Bonding’in tam olarak hazırlanabilmesi için alınan ölçülere göre kesme ve biçimlendirme yapılır.
Parlaklık Kazandırma: Bonding uygulaması yapıldıktan sonra parlaklık ve renk dengesini sağlamak için uygulanan son aşamadır.
Bonding Uygulamasının İyileşme Süresi
Bonding iyileşme süreci yapılan bakım ile paraleldir. Uygulamadan sonra uzman diş hekimleri tarafından tavsiye edilen bakım aşamaları yapıldığı takdirde daha kısa sürede iyileşir. Bonding uygulaması esnasında kişiler herhangi bir ağrı ya da acı hissetmezler. Genel anestezi diğerine lokal anestezi uygulanarak yapılan bir işlemdir. Çoğunlukla kişiler ortalama bir haftanın ardından bonding uygulaması ile hayatlarına devam edebilir. Bazı kişilerde bu süre 3 gün sürerken, bazı kişilerde ise yapılan işleme bağlı olarak daha uzun iyileşme süreci ile karşılaşılabilir.
Bonding Uygulamasının Ömrü
Bonding kullanım süresini etkileyen faktörler vardır. Bonding uygulaması yaptırmak isteyen kişilerin öncelikli olarak genel sağlık durumlarının incelenmesi gerekir. Bonding yapıldıktan sonra bazı kişilerde 5 yıl, bazı kişiler de ise 10 yıl boyunca kullanılması mümkündür. Ortalama olarak 7 yıl boyunca bonding uygulaması etkisini devam ettirir. Diş, ağız, çene sağlığı için gerekli bakımlar yapıldığında bonding 10 sene boyunca etkisini koruyabilir.
Bonding Uygulamasının Diş Rengine Etkisi
Bonding uygulaması ve diş rengi arasında bağlantı bulunmaktadır. Diş renklerinin değişmesine sebep olan birçok unsur vardır. Özellikle kötü beslenme alışkanlığı, sigara ve alkol gibi ürünlerin kullanılması, dişlerin renginin değişmesine sebep olur. Diş renginin zaman içerisinde kötü alışkanlıklardan ya da sağlık sorunlarından dolayı değişmesi ise diş beyazlatma uygulamasıyla giderilebilmektedir. Bonding uygulaması dişlerin renginin değiştirilmesine yardımcı olur.
Bonding Uygulamasının Seans Sayısı
Bonding seans sayısı çoğunlukla tektir. Tek seans ortalama 60 dakika sürer ve bu süreç içerisinde gerekli tüm uygulamalar uzman diş hekimleri tarafından yapılır. Bonding uygulaması için eğer gerekli görülür ise seans sayısı arttırılabilmektedir. Ancak çoğunlukla bonding seans sayısı birden oluşur. Bondingtedavisi yaptıracak kişiler 60 dakikalık tek seans ile istedikleri sonuca ulaşabilir. Bonding etkisini kaybettikten sonra uygulama 5 ila 10 yıllık sürecin ardından yeniden yaptırılabilmektedir.
Bonding Yapılan Dişler
Bonding dişleri çoğunlukla ön dişlerdir. Bonding uygulaması yaptırmak isteyenlerin öncelikli olarak ön muayene olmaları gerekir. Ön muayene aşamasında bonding in hangi dişlere yapılması gerektiği ortaya çıkarılır. Bu estetik uygulaması çoğunlukla ön dişlere uygulanan bir metottur. Ancak arka dişlere uygulanması gerektiğinde de eğer genel sağlık durumu ve ağız yapısı uygun ise arka dişlere de bonding tedavisi uygulanabilir.
Bonding Uygulaması SGK Kapsamı
Bonding SGK karşılaması ile yapılabilmektedir. Devlet hastanelerinde ve devlete bağlı açılan diş hastanelerinde bonding tedavisi yapılabilmektedir. Bonding tedavisi yapılırken her ne kadar sonraki süreç için SGK desteği olsa da işlemden ek ücret alınması mümkündür.
Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından bonding uygulamasının ödemesi yapılabilmesi için operasyonun zorunlu olması gerekir. Tedavinin zorunlu olması ve tek tedavi yöntemlerinden birinin bonding uygulaması olması beklenir. Aksi takdirde bonding masrafları SGK tarafından karşılanmaz.
Kanal tedavisi uygulanan dişlerde genel anlamda çürük, iltihap veya diş kökünde zedelenme olduğunu biliyoruz. Bunların tedavisi için yapılan bir uygulama olmakla beraber sonrasında da bazı sorunlarla karşılaşılması mümkündür. Kanal tedavisi sonrasında oluşan lezyonlar bunun başında gelmektedir.
Ayrıca kaçınılmaz bir durum olmadığı gibi her hasta için risk faktörü doğabileceği unutulmamalıdır. Özel olarak yapılan müdahaleler sonucunda kanal tedavisinden doğan lezyonlar geçirilebilir. Bunun için tekrardan tedaviye devam edilmesi gerektiği için diş hekiminizle kök kanallarının temizlenmesi için uygun metodu tespit etmeniz gerekmektedir. Diş röntgeni sonrasında kök kısımda oluşan mikroorganizmalar tespit edilmelidir. Ardından temizlendikten sonra lezyon sorunu ortadan kalkacaktır.
Kanal tedavisi acılı veya ağrılı bir süreç olarak lanse edilse de gerçekte böyle değildir. Anestezinin etkisiyle beraber işlem sırasında herhangi bir acı hissedilmemektedir. Ayrıca sonrasında da hissedilebilecek herhangi bir acı ya da ağrı sebebiyle diş hekiminizden ağrı kesici talebinde bulunabileceğinizi unutmayın.
Kanal tedavisi sonrasında lezyon oluşup olmadığını hemen anlamak mümkün olmaz. Fakat işlem bittikten sonra ilk 2 saat son derece önemlidir. Bu süreç boyunca bir şey yememeniz ve dişinizle oynamamanız elzem. Burada yapılan en büyük hata ise sürekli olarak anestezinin etkisiyle dilinizi kanal tedavisi yapılmış olan dişin üzerine götürmek ve onunla oynamak olmaktadır. Dolgulu dişler için uygulanan kanal tedavisinde yine yediklerinize ekstradan özen göstermeniz gerekir.
Kanal Tedavisi Sonrasında Oluşan Lezyon Nasıl Geçer?
Kanal tedavisi sonrasında oluşan lezyonlar yediklerinizle alakalı olabileceği için bu konu ilk önemsemeniz gereken konudur. Fakat tedavi sonrasında lezyon oluşumu tespit edildiğinde bile kök kısımlarına kadar tüm mikroorganizmaların temizlenmesi mümkündür. Bunun için tekrardan kanal tedavisi uygulanır.
Yine amacına uygun şekilde lezyonlardan arındırılarak dişin sağlıklı bir hal alması sağlanır. Tabi ki sonrasında da tekrardan kanal tedavisi sonrası iyileşme süreci başlar. Dikkat edilmesi gereken bir süreç olduğu için hızlı bir iyileşmenin yaşanabilmesi için doktorunuzun talimatlarını takip etmeniz önemlidir. Ayrıca iltihaplanmış ve lezyon yapmış olan kanal tedavilerinin ardından geçici dolgular kullanılabildiği için bu dolguların sağlığını gözetmeniz gerekir. Olası bir durumda düşen dolgular için en kısa sürede diş hekiminize başvurmanız önem arz eder.
Kanal tedavisi, enfekte olan ya da çürüyen dişleri onarıp kurtarmak için uygulanan bir tedavi metodudur. Kanal tedavisi esnasında dişin sert dokusu içerisinde yer alan yumuşak doku (yani pulpa) çıkarılır ardından da içi temizlenerek açılan boşluk doldurulur. Dişte meydana gelen çürüklerin vaktinde tedavi altına alınmamış olması nedeniyle çürük derinlere doğru ilerleyerek diş sinirlerinin iltihaplanmasına neden olur. Bu da dayanılması güç diş ağrılarını beraberinde getirir. Dentrum Ağız ve Diş Sağlığı Polikliniği, Adana’daki diş klinikleri arasında tecrübeli uzman hekimleri, ekipman kalitesi ve sterilizasyona verdiği önemle kanal tedavisinde hastaların birinci tercihi.
Kanal Tedavisi Nasıl Uygulanır?
Kanal tedavisi gerçekleştiren kişinin bir endodontist yahut diş hekimi olması gerekir. Dişin durumu ve uygulanması gereken prosedürün ne derece geniş olduğu gözetilerek en doğru diş hekimini seçmek önem taşır.
Kanal tedavisinin ilk basamağı, kök kanallarının şeklinin görülebilmesi için bir röntgen çekmek ve kemiklerde herhangi bir enfeksiyon belirtisinin olup olmadığını tespit etmektir. Operasyon sırasında diş hekimi lokal anestezi uygular hatta diş siniri ölmüş ise anestezi uygulanmasına dahi gerek kalmaz. Yine de bölgenin uyuşması, hastanın kendini rahat hissetmesi ve operasyonun sağlıklı geçmesi için önem arz eder.
Kök kanalına erişebilmek için öncelikle bir delik açılır. Ardından zararlı bakteriler, pulpa ve çürümüş sinir dokusu dışarı çıkartılır. Dişin iç kısmı tamamen temizlendikten sonra açılan delik kapatılır. Çoğunlukla çürük veya derin kırıklar meydana gelmesi sonucu uygulanan kanal tedavisi diş cerrahisinin en önemli uygulamalarından biridir.
Kanal Tedavisi Ne Kadar Sürer?
Tedavinin süresi dişteki kök sayısı, kök kanallarında oluşan enfeksiyon ve sinirlerin temizlenmesi gibi benzeri işlemlere bağlı olarak kişiden kişiye farklılık arz eder. Ekstrem durumlarda ek işlemler gerekebilir. Böyle durumlarda hekimler hastaya durum hakkında bilgi verirler. Bir kanal tedavisi işleminin normal şartlar altında ortalama süresi 30 ve 90 dakika arasında olurken bazen birden fazla seansı gerekli kılabilir. Kanal tedavisi ciddi ve korkutucu bir operasyon gibi gelse de esasında normal dolgu işleminden daha büyük bir acıya neden olmaz.
Kanal Tedavisi Sonrası Nelere Dikkat Etmek Gerekir?
Kanal tedavisi sona erene kadar sert ve kabuklu gıdaları ısırmayın. Günlük diş temizliğine eskiden olduğu gibi devam edin. Tedavinin ardından gelen süreçte şekerli ve yapışkan yiyeceklerin tüketimini azaltın. Eski yıllarda ağrılı bir tedavi olarak bilinen kanal tedavisi günümüzde tamamen ağrısız şekilde gerçekleştiriliyor.